Açıklama
Kel Mamıt’ın oğlu..
– Kağnılar var ya, dedi, kağnıların orta ağacını manivela yaparız.
Cevabını aldı:
-Git işine…
Genç bilgin utanarak başını öne eğdi. Tersyüzü dönüp yaşlı ahlat ağacının gölgesine gitti,oturdu kitabını açtı.okuduğunu anlayamıyordu.
Büyük bir merakla,ne yapacaklar diye sekiz köylüyü gözlüyordu.Ne yapacaklardı?
yolun şevine sırtlarını dayamış,cigara içiyorlar,konuşup şakalaşıyorlardı.
Belki de kendisiyle alay edip duruyorlardı.
-Ulan Kel Mamıt’ın oğlu, ulan Kel Mamıt’ın oğlu…
-Ulan sende kele sürülecek akıl yok be…
Kel Mamıt’ın profesör oğlu “hep böyle duracak değiller ya,elbet bişey yapacaklar. Bu yolu açacaklar,” diye düşünüyor büyük bir merak içinde bekliyordu.
Ne yapacaklar?
Hiçbirşey yapmıyorlardı. Yarım saat geçti,bir saat,birbuçuk saat… Bilginin merakı gittikçe artıyordu.
Köylüler birden ayağa kalkıp bağırmaya başladılar:
– Hasan Efendiii, Hasan Efendi!..
Ellerini ağızlarına boru yapıp sesleniyorlardı:
– Hasan Efendiiii!..
Dere boyundaki yoldan eşek üstünde giden adam da onlara seslendi:
– Ne var ulan Karaköylüler?
Add Comment