KİTAP GİBİ KADIN
Neden böyle bir başlık seçtim? Bilmiyorum ; ama hoşuma gidiyor. Herhalde bana iltifat edilecek olsa duymak istediğim en can alıcı kelime grubu bu olurdu. Okumaya doymamış, bilgi küpü, sürekli ışık saçan, gülümsemesi bile manidar bir kadın belirmiyor mu sizin de gözünüzde? Bu samimi cümlelerin ardından aşağıda yazmayı sürdüreceğim duygularımın, düşüncelerimin pek bir profesyonelliği yoktur. Tamamen içsel yazışmalarımdan ibarettir. Ben kendimle çok konuşurum da…
Evet çok okumayan, okumaktan hoşlanmayan , okumayı zaman kaybı olarak algılayan bir toplumda yaşıyoruz. Köşeye sıkıştığımız anlarda kitap okumayı böyle algılayan insanları referans gösterip “ İşte ben de bu yüzden bıraktım artık okumayı” diyerek basite indirgiyoruz kişisel duruşumuzu.
Bana sorarsanız, az evvel bahsettiğimiz duruş içerisinde zaten var olması mümkün olmayan şeyi böyle bir sebeple terk etmek de sadece komiklik olur. Kitap okumada çevresel faktörlerin etkisi yadsınamaz elbette. Örneğin; öğrenme psikolojisinde model alarak öğrenme denilen bir şey var ki… Tüm canlıların etkin öğrenme biçimlerinden sadece bir tanesi… Belki de en etkili olanı… Ailemiz bizlere ilk eğitimimizi verirler. İyi veya kötü… Sürekli şekillendireceğimiz ‘kişisel duruşumuzun’ ilk tohumlarını onlar atar. Şimdi biraz düşünün bakalım. Çocukluk veya ergenlik yıllarınızı… Ailenizin ,öğretmenlerinizin , kısacası sizden yaşça büyük olan tanıdıklarınızın öğütlerini birebir yerine getirdiniz mi? Hayır dediğinizi duyar gibiyim. Elbette hayır demek en mantıklı cevap olacaktır. Peki mahalle arasında oynarken mahallenin sözü geçen en popüler çocuğunun yaptıklarını, söylediklerini taklit ettiğinizi inkar edebilir misiniz? Hayır, değil mi? Çocukluk dönemlerinde modelimiz kimse ona benzemeye çalışır, kimliğimizi onunla bir tutmak isteriz. Aileler model olacak kişileri her zaman seçip belirleyemez. Çocuğuna bununla konuş, bununla anlaş, yalnız bundan bilgi alışverişinde bulun gibi dayatmalarda bulunması imkansızdır.
Ama aileler şunu yapabilir. Doğru model niteliğinde dikkat çekmeyi başarabilir. En sevdiğim ve bir gün olur da evlenir çocuk sahibi olursam, yapmayı planladığım büyük projem! Örneğin; pazar günü geç uyanılmış, kahvaltı yapılmış ve ardından iki saatlik kitap okuma seansınız başlamış… Yerinden kıpırdamadan anne de baba da kitap okuyor. Bu süreci görmezden gelemeyen çocuk bir zaman sonra kahvaltı sonrasında kitap okumanın en az kahvaltı kadar gerekli olduğu bilincine erişecektir. Rol de model de yararlı… İşte size çocuklarınıza kitabı sevdirecek çok küçük ama etkili bir adım. Tanıdığım herkese aynı örneği veriyorum… İki saat canım sıkılır benim diyenlere de rastlamadım değil. Kendini düşünmüyorsun orası kesin; ama çocuğunu düşün. Gerekirse okuma. Arada sayfalarını çevir. Okuduğunu hissettir yeter ki diyebiliyorum sadece. Ben bir eğitimciyim. Dar beyinli, kocaman yaşları olan abilerle ablalarla dünyayı kurtarabileceğime inanmıyorum elbette. Ama sevgisi dünyadan büyük, cesareti okyanuslar kadar geniş küçük yüreklerle her şeyi başarabileceğime güvenim tam. Önemli olan bu mücevherlerin nasıl işlendiği…Unutmayın sağlıklı bireyler, kendini geliştirmiş ebeveynler sayesinde yetişir. Biraz daha özelleştirmek gerekirse… Kitap gibi kadınlar sayesinde…
Add Comment